25 Eylül 2009 Cuma

Antirazzisti'nin Ardından

(http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetay&ArticleID=945631&Date=19.7.2009&CategoryID=42)- 19.7.2009

Irkçılık Karşıtı Dünya Kupası (Mondiali Antirazzisti), 8-12 Temmuz tarihleri arasında İtalya’da yapıldı ve etkinliğe katılan Türkiyeli ilk ekip olan Adana Demirspor taraftarları memlekete döndü. İşte izlenimler…

Bologna’daki etkinlik, 16 ülkeden 2000 civarı katılımcıyla tam bir festival havasındaydı. Etkinlik, geçen yıl yaşanan bazı olaylardan dolayı, bu yıl ağırlığını cinsiyet ayrımcılığına kaydırmıştı. Festival alanının bir çok yerinde “Stop and Kick Sexism” pankartı yerleştirilmişti. Piazza Antirazzista (Irkçılık Karşıtı Meydan) çadırında, ki etkinliğin en büyük ortak alanıydı, çeşitli sunumlar ve seminerler gerçekleştirildi. Sunumların çoğunluğuna, çeviri sorunu olduğu için, verimli bir şekilde katıldığımızı söyleyemem. Zaten dinleyici sayısının, katılımın büyüklüğüne göre çok az olduğunu belirtmek gerek. Etkinliğin bir diğer ana konusu da, G8 zirvesiydi. 10 Temmuz’da, Bologna’daki gösterilere katılımı sağlamak için, futbol turnuvasına ara verildi. Piazza’da G8 ile ilgili toplantılar da yapıldı.

Stand Up Space’te, çeşitli dans etkinlikleri ve yoga seansları düzenlendi. Festival alanına yayın yapan ve internet ortamından dinlenebilen bir radyo da vardı. Burada bizim ekibimizle de bir söyleşi gerçekleştirildi. Alanın en ucunda yer alan futbol sahaları da festivalin kalbinin attığı yerdi. Üç futbol sahası bölümlere ayrılarak, 17 küçük saha el edilmişti. Burada 6’şarlı 34 gruba ayrılan takımlar, kadın erkek karışık şekilde futbol oynadılar. Grup birincileri ile en iyi 30 ikinci gruptan çıktılar. Grup maçları tamamlandıktan sonra, penaltı atışları ile devam edildi. Bunun temel sebebi, rekabetçi davranışı törpüleyip, birlikte eğlenerek oynamayı teşvik etmekti.

Adana Demirspor’lular olarak Locomotive Anatolia adıyla, gruptaki 5 maçı da kazandık. 10 gol atıp 2 gol yedik. Bologna, Genova ve Atalanta taraftarlarıyla oynadık. Maçlar gayet keyifliydi; oyundan önce fotoğraflar çektirildi, rakip takımın golleri alkışlandı, maç sonunda herkes birbirini tebrik etti. Penaltı atışlarında da ilk turu geçtik ve son 32’ye kaldık. Ancak bu turda, elendik. Heyecanı, pazar öğleden sonraya kadar taşımanın gururunu yaşadık!

Etkinliğin temel sloganlarından biri, “kazanacak bir şey yok” olsa da pazar akşamı, yani son gün, çeşitli ödüller verildi. Bunlardan, Kick Sexism kupası, kadın-erkek karışık oyunculardan kurulu ve beyaz kurdela kampanyasını yürüten Republica Internationale’ye verildi. Fair Play Kupası Bologna’nın Pratello Cezaevi’nde tutuklularla maç yapmaya giden Polisportiva Zelig takımına; Kilometre Kupası, en uzaktan gelen Brezilyalı ekibe, Görünmezler Kupası, Avrupa’ya göç edenlerin yaşadıklarına dair bir site olan fortresseurope.blogspot.com’a verildi. Bu kupa, çeşitli vize sorunlarıyla festivale katılamayan takımlara adandı ve sahnede bir süre tek başına sergilendi.

Festivalin katılımcılarına yakın çekim yapacak olursak, ev sahibi olan İtalyanlar’ın ardından en katılımın Almanya’dan olduğunu söylemek gerek. Alman ekipler, tek bir takımın taraftarı olmaktan ziyade, ırkçılık karşıtı mücadele için bir araya gelmiş futbolseverlerin kurduğu takımlardı. Organize olarak gelenlerden, Genova ve Verona’lılar dikkat çekti. Bolognalılar zaten ev sahibi olarak her yerdeydi. Yunanistan’dan Panatinakhos, Iraklis, AEK ve Panionis taraftarları, yirmişer kişilik gruplarla katılmışlardı. Pana’lılar uyuyakaldığı için, çoğu maça anonsla çağrıldılar. Yemek masalarına, tuvalet ve duş brandalarına sticker yapıştırılmaması ve yazı yazılmaması için onca uyarı varken, bir tek Yunan arkadaşlar bu yasağı delip, her yere logolarını bıraktılar! Fransa’dan Marsilyalılar kalabalık ve renkli bir ekipti. Danimarka’dan Kopenhag tarafları da öyle ama tek renk: Siyah! İngiltere’den Manchester United’ın patron karşıtı muhalif tarafları da Red-Manchester olarak oradaydı; Macaristan’dan gelen siyahi ve beyaz karışık oyunculardan kurulu African Stars da…

Katılımcıların bir kısmı sadece eğlenmeye, bir kısmı da sadece top oynamaya gelmiş gibiydi. Eğlence kısmının bu kadar öne çıkmasının, Livorno taraftarlarının canını sıktığı için festivale katılmadıklarını öğrendik orada. Düzenleme ekibi, ırkçılık ve cinsiyet ayrımcılığı temalarını, birlikte bir şeyler yapma çabasını ön plana çıkarsa da bunun katılımcı kitleye tam olarak ulaştığını söylemek zor. Futbol oynamaya gelenler de etkinliğin değerlerine bağlı olanlar ve onu fazla umursamayanlar olarak ikiye ayrılabilir. İkinci kısımda olanlar, maçlarda sertlik dozunu yükseltiyordu. Biz hem oynayıp hem de farklılıklarla bir arada olma çabasını yükseltmeye çalıştık. Duvar gazetemiz, oldukça ilgi gördü. Ayrıca farklı ülkeden ekiplerle dostluk maçları yaptık. Bunlardan biri, yukarıda adını andığım karma ekip, Republica Internationale. Republica, daha önce Zapatistalar ve Filistinli direnişçilerle de gösteri maçları yapmış, ünlü bir ekipti; yağmur dolayısıyla yarım kalsa da keyifli bir maç çıkardık.

“Böyle bir etkinlik Türkiye’de yapılabilir mi?” Yunanistan’dan Radical Fans United adlı derginin editörü, bizle yaptığı söyleşide bu soruyu sormadan önce, aramızda konuşmuştuk. Şu andaki futbol kültürüyle oldukça zor görünüyor. Akşamları tezahüratlar hep birlikte söylenirken, kimse kendi sloganını önplana çıkarmaya çalışmıyordu. Keza, futbola siyaseti bulaştırmayalım sözü bu kadar yerleşmişken, bu yönde bir işi organize etmek oldukça güç görünüyor. Mondiali Antirazzisti, hem yerel yönetimlerden hem de başta Istoreco olmak üzere çok sayıda sivil toplum derneğinden kurumsal destek alıyor. Umarım ki seneye daha kalabalık katılır ve daha aktif biçimde, etkinliğin gidişatını etkileriz.

(Konuyu daha geniş bir bağlamda ele alan yazı için bknz: http://www.birikimdergisi.com/birikim/makale.aspx?mid=566&makale=Bir%20Toplumsal%20Hareket%20Olarak%20"Irkçılık%20Karşıtı%20Dünya%20Kupası")

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder